Kayıtsız ve özgür 90’ların sokak modasından esinlenilen; şık, lüks kalıbından ödün vermeyen ve yeni MICHAEL Michael Kors koleksiyonu karşınızda! #MKGO
Koleksiyonda siyah ve beyazın en cesur hali, kalın zincirler, bel çantaları, bold spor ayakkabılar, terlikler ve büyük yazılarla bir araya geliyor. MICHAEL Michael Kors #MKGO BOLD koleksiyon tanıtım filmi, kampanya için özel olarak 2013 Eurovision birincisi Senkise tarafından hazırlanan şarkısıyla oldukça dikkat çekti.
Geride bıraktığımız yüzyılda bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda sembol, gerçek Amerikan ikonu olarak rüştünü ispatladı. Bunlardan ilki Mickey Mouse, ikincisi ise Levi’s® mavi jean’ler. Mickey Mouse’un 90. yıldönümü anısına bu iki orijinal marka Sonbahar/Kış 2018 sezonunda güçlerini birleştiriyor ve bir ilke imza atarak sınırlı sayıda üretilen Mickey x Levi’s® özel koleksiyonunu sunuyor.
Üzerinde, çoğu Kaliforniya’daki Anaheim Disney arşivinden alınan Mickey Mouse grafikleri bulunan tişörtlerin ve sweatshirt’lerin yanı sıra, koleksiyona özel Mickey Mouse grafikleriyle bezenmiş Levi’s® Trucker ceket ve bir de Levi’s 501 jean pantolon bulunuyor. Grafikler, sokak giyiminden ilham alan Logo-mania akımının ve 80’li - 90’lı yılların yıkama denim’lerinin altını çiziyor. Mickey’nin ünlü ikonografisini kendi klasik siluetleriyle birleştiren Levi’s®, toplam 235 yıllık ortak geçmişe yeni bir soluk katarak her iki markanın da geçmişin, şimdinin ve geleceğin orijinalleri olduğunun altını çiziyor.
Meltem Özbek sponsored by TENCEL™İlkbahar / Yaz 2019 defilesi, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşti.
11-14 Eylül tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşen ve bu sezon altıncı yaşını kutlayan Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında, Meltem Özbek sponsored by TENCEL™ İlkbahar / Yaz 2019 defilesi de takvimde yerini aldı. Roma Mitolojisi’nde çiçeklerin ve baharın tanrıçası olan Flora’nın hikayesinden yola çıkan Özbek, koleksiyonu için Marakeş’teki Jardin Majorelle’in masalsı renklerinden ve büyüleyici çiçeklerinden ilham alıyor. Feminen ve özgür ruhlu bir kadının hikayesini anlatan Stories of Flora isimli koleksiyon çiçekli baskı motiflerine odaklanıyor.
Kobalt mavisinin, kırmızının ve Kodak sarısının hakim olduğu koleksiyonda, tasarımcının imzası haline gelen volanlı ve dik pilise detaylı gece elbiseleri ile etekler söz sahibiyken, akvarel boya efektine sahip çiçek motifleri bol ve boru paça pantolonlara zarif ve ölçülü bir iddia getiriyor. Dekoltede alışık olduğumuz lastik detaylarını drapaj tekniği kullanarak modernize eden Meltem Özbek, İlkbahar / Yaz 2019 koleksiyonunda Akdeniz rivierasını şehre getiriyor.
’Stories of Flora’’ isimli koleksiyonu oluştururken okaliptüs ağacı özlerinden elde edilen doğal bir selülozik lif olan TENCEL™ elyaf kumaşlarına reaktif baskı tekniği kullanılarak motifler uygulandı. Kaygan ve yumuşak dokusuyla tene hafif bir dokunuş yapan TENCEL™ kumaşları, nefes alıp ve vücut ısısının dengesini de sağladığından özellikle yaz ayları için ideal.
Koreografisini Uğurhan Akdeniz’in üstlendiği Meltem Özbek sponsored by TENCEL™ defilesinin styling’ini Deniz Marşan, saç tasarımını Makas ekibi, makyajını ise M.A.C’in profesyonel makyaj artistleri üstlendi.
Meltem Özbek’in koleksiyonlarınashop.meltemozbek.comadresinin yanı sıra, Gizia Gate mağazasından da ulaşabilirsiniz.
Herkese Hello, bu postu hazırlamak için biraz geç kaldım ama bilgilerime bilgi katıp hazırlıyorum Kaş'a bu sene 4. gidişimdi. 5. ye de gitmeyi nasip etsin diyorum çünkü Kaş'a bayılıyoruz. Bayılmamızın sebebini aşağıda anlatacağım. Öncelikle Kaş'a nasıl gideceğinizi anlatmakla başlamak istiyorum.
Kaş'da havaalanı yok ( kimsede havaalanı olsun istemiyor ben de dahil çünkü Kaş'ın doğal güzelliği bozulacak endişesi taşıyoruz. Kaşa kolay gelinmiyor o yüzden Kaş'a gerçekten değer verip o yola katlananlar gelsin!)
Kaş'a en yakın Havaalanı olarak Dalaman Havalimannı tercih edebilirsiniz, oradan servisler ile yada araba kiralayarak 2,5 Saatlik yolun ardından Kaş'a ulaşabiliyorsunuz.
Araba kiralarsanız Kaş'a giderken vaktiniz varsa yol üzerinden Göcek ve Fethiye'ye de uğrayabilir konaklayabilirsiniz.
Arabayla İstanbul'dan 10 saatlik bir yol sizi bekliyor,iki adet alternatif yolunuz var, birisi Ege kıyısından gitmek (bu biraz daha uzun bir yol ama bir yerde konaklama yapacaksanız bu yolu da düşünebilirsiniz)
Biz ilk tatilimizde İstanbul-Kuşadası(konaklamalı) sonra sırayla Muğla Akyaka, Köyceğiz(bu o meşhur salıncaklı restauranlatların olduğu yer) sonra Göcek( burada konakladık 1 gün) Fethiye (Ölüdeniz tam bir hayal kırıklığı oldu ) Kabak Koyu (muhteşemdi ama yolu berbat) Faralya( burada da 1 gün konakladık) Bu tatil rotamızın linklerini aşağıya bırakıyorum detayları okuyabilirsiniz.
Gezerek bir tatil planı düşünüyorsanız bizim yaptığımız bu rotadan yapmanızı tavsiye ederim.
Tabi ki her yeri gitmeden önce ayarladım yani nerede kalacağımız ne yapacağımız her şey planlı şekilde yola çıkmıştık buda size zaman kazandırıyor aynı zamanda eğer yoğun bir dönemde gidiyorsanız bayram gibi yer kalmama durumu da olmaması için önceden planlama şart.
(Kaş Çarşı)
Neyse biz gelelim Kaş'a; Kaş'da kalcak yer olarak merkeze yakın ve yürüme mesafesinde yerleri tercih etmek istiyorsanız Küçükçakıl tarafında hepsi sırayla yan yana oteller bulunuyor. Bu otellerden biz Medusa Otel'de kalmıştık. Otellerin önünde kendi beachleri var denize girebilir güzel kokteylleri tadabilirsiniz. Beachler kumsal değil iskeleden atlıyorsunuz.
Biz iki seferdir Airbnb'den ev kiralıyoruz Kaş'a arkadaşlarla gidecekseniz o şekil de de iyi oluyor, oda sayısını ayarlayıp aratın lokasyona dikkat edin Kaş merkezde olmasını istiyorsanız.
Eğer bu linkten üye olur ev kiralarsanız 130 tl indirim de benden size Airbnb indirim kodu
Kalacak yeri ayarladınız şimdi geldi sıra yeme-içme rezervasyonlarına, yok artık onu da mı önceden yapacağız diyorsanız sıkı durun bayramda en çok gitmek istediğim restaurantta yer yoktu ve ayın 3üne kadar fulluz dedi ki 1 ay önceden çekinerek aramıştım, millet boş durmamış çalışmış arkadaş.
Kaş'a gidince mutlaka ve mutlaka Ruhi Bey Meyhanesine gidin bu tatilimde yer olmadığı için gidip Atatürk'ün mezesinden yiyemedim önceki gittiğimde tadı damağımda kalmıştı siz giderseniz benim için de yiyin olur mu, diğer mezeler de şahaneydi ama dediğim gibi rezervasyon şart.
2. Olarak Tzatziki Meyhane'de Şake Hanımın lezziz mezelerinin üzerine, sütte dil balığı yemeden dönmeyin. Her meyhanenin kendine has mezesi ve bir spesyal yiyeceği var buranın olayı da Sütte dil balığı.
(Tzatziki Meyhane)
3. Biraz deniz görelim yerken derseniz bu gittiğimde ilk gün Sardelaki Greek Tavern'e gittim, denizin üzerinde hoş bir mekan olmuş, eski ahçısı karşıdaki Meis Adasından geldiği için mezeler çok iyiymiş önceden ama bu sene o kadar iyi değil deseler de ben çok beğendim hatta bir tahinli patlıcanlı bir mezeleri var efsane deneyin ismini unuttum, çalışanlar çok ilgili on numara hizmet ve manzara daha ne olsun.
(Sardelaki Meyhane)
(İnstagram storyime yeri sabitledim bakabilrsiniz)
Bize biraz da normal yerler öner çocukla gideceğiz her yiyecek olsun derseniz, Çınarlar Beachdeki Nikonun önerisiyle Lola Resataurata gittik, genelde Kaş'ın yerlilerinin günlük tercih ettiği bir mekan. Kebap da var balık da var. Burası da meydandaki Atatürk heykeline çok yakın merkezi konumda.
(Mavi Bar Kaş)
Bir gün de Kaş'da yeni açılan Mexica Restaurantı olan Viva Kaş'ı denedim. Manzarası, ortamı, güzeldi burası rezervasyon almıyor erken giden oturuyor. Ayrıca bir kaç mekan iç içeler o yüzden yemekten sonra ilerleyen saatlerde Loop bar kısmına da geçebilirsiniz.
Akşam dondurma ve çeşitli tatlılar için Feride'yi öneririm. Arka tarafında da yeri var oturabileceğiniz. Baklavasının Gaziantepten geldiğini söylesem ne dersiniz? :) Bak şimdi canım çekti. Dekorasyon da servis tabakları da çok güzel.
Daha ucuz yollu bir şey isterseniz belediyenin oturma yerinde de (yer bulursanız) waffle veya içecek içip oturabilirsiniz ama çoğu insan boş boş oturduğu için yer bulup biz oturamadık ama sabah kahvaltıda gözlemesi efsane deneyin.
Kaş'ı anlat anlat daha çok şey var ben biraz da denize girmelik yerleri anlatayım.
Kaş'a giderken mutlaka deniz ayakkabısı yanınızda alın! Çünkü deniz taşlık.
Kaşa araçla geliyorsanız (ki başka geliş alternatifi yok) Kaşa gelmeden karşınıza Kaputaş Plajı çıkacak, yol kenarı serinlemek için güzel ama çok merdiven anneciğim derseniz aşağıda belediye tesis kurmuş uzun sürede kalabiliyorsunuz artık. Eskiden yoldan geçerken serinlemelik takılıyorduk. Kaputaş'da denizi soracak olursanız dalgalı aklınızda olsun ama tepeden fotoğraflanmalık. Instagram keşfette her gün en az 1 tane Kaputaş fotosu düşmüştür size de , doğa harikası, buraya bir gün ayırmak fazla olabilir. Kalkana veya Patara'ya gidecekseniz dönüşte veya giderken uğrayıp serinleyin bence, tabi siz bilirsiniz.
(Kalkan Plajı)
Kalkan'ı yazıyım mı buraya bilemedim bir gittiğimde de Kalkanda kalmıştım neyse orayı başka bir postta anlatayım size karışıklık olmasın ama Kaşa gelmeden bir plajına uğrayabilirsiniz. Denizin rengine bayılacaksınız.
Kaş'da Mutlaka Limanağzı Bilal Beach'e gidin ama 9 da tekneler kalkmaya başlıyor o yüzden güzel yer kapmak istiyorsanız erken kalkın çarşıda Limanağzı teknelerin kalktığı yerden bilet alın bu sene 2018 (1 kişi gidiş dönüş 20tl ) Dönüş saati size kalmış. Tekneler orada bekliyor. Bilal Beach'de restaurantından öğlen yemeğinizi yiyebilirsiniz üzerine şezlongunuzda frozen hüpletebilirsiniz.
Sabah birşeyler atıştırmak için gözleme getirmiştik çünkü kahvaltı 10:30 da başlıyor beklemek istemezseniz yanınıza ıvır zıvır da getirebilirsiniz. Şezlong paralı değil ama kişi başı en az 30
Buranın denizine hayran olacağınızı garanti ederim. Duyduğuma göre buraya kara yolu da varmış ama sadece yerli halk biliyormuş da baya uzun sürer mesafe en iyisi tekne oh mis bin git püfür püfür.
(Limanağzı Bilal Beach)
Gelelim en iyi Kaş olayına; Kekovadan tekne turu yapmak!
Kekovadan diyorum çünkü Kaş'dan ve Kalkan'dan da yapılabiliyor ama en güzel denizler, koylar kesinlikle Kekova'da bunu emin söylüyorum çünkü Kalkan'dan da tekne turu yaptım ama bir Kekova değildi. Kekova'da tekne turu yapmak için Kaş'da isterseniz tur acenteleri ile anlaşabilirsiniz, sizi sabah alıyorlar kara yolu ile Kekova'ya ulaşıyorsunuz ve orada Kekova Marinasında sizi bekleyen tekneye biniyorsunuz. Biz ilk gittiğimizde tur şirketi ile gittik ama sonralar 2 çift gittiğimiz için özel tekne kiralayıp daha rahat bir tur yaptık. Bu sene de geçen sene kiraladığımız tekneyi kiraladık çok memnun kaldık. Turda da balık yada tavuk tercihiniz olabiliyor, bir kaç meze de tura dahil.
Sırayla koyları geziyorsunuz ve denize giriyorsunuz, hepsi birbirinden güzel koylar ama en güzeli akvaryum koyu diyebilirim çünkü denizin rengi sanki havuzdasınız gibi mavi.
Tekne sizi Kale Köy(Simena) ya götürüyor orada karaya inip gezmeniz için mola veriliyor orada da meşhur dondurmalarını tadın.
Tekne turunda Caretta Caretta görürseniz çok şanslısınız demektir. Ben gördüm videosu instagramda Kaş hikayemde sabit izleyebilirsiniz :)
Kaş'ın merkezinde ki beachlere geldi sıra.
Küçük Çakıl Plajı : Adı gibi küçük ve taşlı bir plaj, sağında Derya Beach solunda Çınarlar beach var ikisinde de oturup günü geçirebilir denizin tadını çıkarabilirsiniz. Ben bu sene Derya Beach de şezlonglara havlular oturduğu için(evet gece yerler tutulmuştu çok sinir bozucu) Çınarlar Beach'e gittim, orada yer tutma yok tutulsa bile 10:30'a kadar gelmezseniz sırada bekleyeni alıyorlar ilgi alaka süperdi. Derya Beach'den daha büyüktü. Kaş böyle önceden rezervasyon yapacağınız beachleri olan bir yer değil aslında öyle istiyorsanız Çeşme'ye Bodrum'a gidin, Kaş nezih küçük bir yer böyle şeyler yapmalarını hiç kimse uygun görmüyor. Bayramda yoğun tamam ama erken gidip oturulmalı akşama kadar havlusu kalan var şezlongda çok ayıp bir şey, o yüzden Derya Beach'i kınadım.
Çınarlar Beach'de restaurantında güzel yemekler yiyip güneşin denizin tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz.
(Çınarlar Beach)
Büyük Çakıl Plajı: Kaş da Küçük Çakıldan dümdüz devam edip buraya ulaşabilirsiniz. Burada bir çok işletme var şezlonglar renklerine göre ayrılmış, hangi işletmede yemek yemek istiyorsanız o renk şezlonglara oturun, beğendiğiniz yere değil. Önce işletmeye bakın içine temizliğine sonra yer seçin derim tecrübelerimden dolayı. İlk başta en ön kısımda ki yere gidip oturmuştuk orada oturduğumuz için oranın restaurantından yemek yemeniz gerekiyor şezlong ücreti olmadığı için, girer girmez kötü bir manzara ile karşılaştık pek orada oturma taraftarı değildik ama şezlonglara oturduğumuz için mecburduk yan tarafta açık büfe kahvaltı olduğunu gördük ama oturduğumuz yere ait olmadığı için kahvaltıya açık büfe olan yeri tercih etmek istedik, öğlen yemeğine sizde yaparız dediğimizde işletmecinin, işletmeci de denemez bence yan tarafla kavgalıyız oraya gitmeyin onları sevindirmek istemeyiz gibi cümleler sarf etti ve içerisi de pis olduğu için oradan kalkıp hemen yan şezlonglara havlularımızı atıp ortadaki işletmeden (Ada Beach) yemeğimizi yedik. Biz kahvaltı zamanı gittiğimiz için orada ortada girdiğinizde sağ kısımda oluyor açık büfesi olan temiz bir işletmede ismi Ada Beach yemeğe karar verdik. Burası aynı zaman da bungalovlarında kalabileceğiniz bir otel. Neyse çok uzatmıyım siz giderseniz bunlara dikkat edin diye yazıyorum.
(Büyük Çakıl Plajı)
Küçük Çakılda bir otelde kalıyorsanız veya kalmıyorsanız da kullanabileceğiniz otellerin kendine ait beachleri de mevcut. Oralarda da denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Gelelim biraz daha uzak bir plaj olan Patara 'ya Kaş'dan Patara 43 km , Patara kumluk bir plaj ama çok dalgalı ve sığ bir deniz. Geceleri Caretta Carrettalar oluyor. Patarada aynı zaman da antik kent de var orayı da gezebilirsiniz. Yalnız Patara giriş artık ücretli olmuş geçen sene böyle bir uygulama yoktu, plaj kullanımı için araçlardan 20 tl alınıyor, antik kenti de gezerseniz kişi başı yanlış olmasın 15 lira gibi bişeydi . Antik kent merakınız varsa yakından incelemek isterseniz girebilirsiniz ama araçla plaja giderken her yer gözüküyor zaten önünden geçiyorsunuz. Ben Patara'nın denizini sevmiyorum açık söyliyim peki bir artısı yok, bu sene gittim ama denize girmedim kumlarda fotoğraf çekindik :) Eski Türk filmlerinin Çöl sahneleri burada çekilmiş.
(Patara Plajı)
Birde Kaş'da yapacağınız diğer bir aktivite de Jeep Safari, inanılmaz eğlenceli, tur şirketi ile anlaşıyorsunuz sizi açık jeepler ile önce Köyde güzel bir kahvaltı, gözleme yiyorsunuz daha sonra orada ki köylülerin hazırladığı içi su dolu balonlardan alıyorsunuz poşetle araçlara binip yanınızdan geçen diğer jeepdekileri ıslatmaya başlıyorsunuz, yolda sizi hortumla ıslatan köylülere de dikkat edin. Telefonumu riske atmamak için kılıfından çıkartmadım o yüzden su savaşından fotoğraf yok ama çok eğlenceli geçiyor. Sonrasında sizi Gizli Kent Şelalesine götürüyorlar, muhteşem bir doğa harikası ayağınıza deniz ayakkabısı giymeniz şart, taşların içinden şelale suyu akarken yürümeniz gereken merdiven çıkmanız gereken yerler var. Buradan sonra Saklı Kent'e gidiliyor orası da buzz gibi soğuk su, iplerle tutunarak yürümüştük tabi ben ayağımı bir zaman sonra hissetmemeye başladığım için yemedi geri bıraktım (fotoğraf molası verdim diyelim :) Orada atlayıp yüzenler de var, çok tehlikeli bana göre duramazsanız kenardaki kayalara çarpma olasılığınız da var. Sonra orada suyun üzerinde güzel bir öğlen yemeği yiyorsunuz. Dönüşte sizi Patara'ya ve Kaputaş'a da sokuyorlar ve tur muhteşem anılarla son buluyor. Bu aktiviteye tüm gününüzü ayırmanız gerek.
(Saklıkent)
Kaş'ı anlat anlat daha bitiremem her sene sıkılmadan gidiyoruz, bildiğim tüm her şeyi anlatmaya çalıştım umarım işinize yarar. Yazımı beğendiyseniz yorum yapmaktan çekinmeyin, geri dönüşünüz beni mutlu eder, instagram dan da yazabilir takip edebilirsiniz.
Beni instagramdan takip etmek için : @NirvanaKesifte
Mail adresim: nirvanakesifte@gmail.com
Dünyanın en gizemli ve görkemli yerlerinden Kapalıçarşı'nın en mistik noktasında yer alan Sandal Bedesteni, içinde sakladığı eşsiz kültür hazineleri ile tarihi dokuda alışveriş yapmak ve Nusr-Et lezzetlerini tatmak isteyenleri ağırlıyor.
557 yıllık tarihi ile dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan Kapalıçarşı’da 2000 m2 alana
konumlanan Sandal Bedesteni; göz dolduran tarihi mimari yapısı içerisinde hediyelik
eşya mağazalarından yeme içme mekanlarına tarihi yarımadanın yeni cazibe
merkezi oluyor. Adını; bir yolu
pamuk, bir yolu ipekten dokunan "Sandal" adı verilen kumaşların
satıldığı yerden alan Sandal Bedesteni, Kapalıçarşı’nın ilk bedesteni olarak 1461
yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirildi.
20 kubbesiyle Türk mimarisinde bu tür
yapıların en büyüğü olan Sandal Bedesteni, tarihi dokusuna uyumlu olarak özenle
restore edilen kubbeli tavan ve
kemerlerinin korunduğu yeni çehresiyle görkemli geçmişin izlerini günümüze
taşıyor. Kapalıçarşı’nın en mistik noktasında
alışveriş yapmak isteyen yerli ve yabancı turistler için Sandal Bedesteni alışveriş
rotasında sunduğu alternatif seçenekleriyle farklı bir deneyim vaddediyor.
İçerisinde; ipek halılar, tablolar, antikalar,
mücevherler, lokumlar, kuruyemişler, çaylar, Türk kahveleri ve geleneksel Türk sanatından örnekler taşıyan hediyelik
eşya seçeneklerini sunan dükkanları ile Sandal Bedesteni kültürümüzün yansıması
ince işçiliğin ve zanaatin temsilcisi pek çok unsuru biraraya getiriyor.
Nusr-Et Sandal Bedesteni’nde açıldı
Sandal Bedesteni’nde açılan dünyaca ünlü Nusr-Et
tarihi dokunun ışığında eşsiz hazinelerin eşliğinde, yeniden yorumladığı
steakhouse kavramı ile misafirlerini ağırlıyor.
Sandal Bedesteni, içerisinde açılan Nusr-Et Steak
House geçmişin ihtişamını günümüzün modern vizyonuyla buluşturan görkemli
mimarisiyle ilgi odağı oluyor. Dünyanın farklı noktalarında açtığı şubelerinde
ünlü isimlere hizmet veren Nusr-Et Steakhouse’un lezzetli etleri, benzersiz
servisi ve butik konseptiyle lezzet tutkunlarını Sandal Bedesteni’nde
buluşturuyor.
Gucci yine ses getirecek bir reklam kampanyasıyla karşımızda !
Gucci kabilesi bu sezon, obsesif sanat eseri koleksiyonerleri olarak hayal ediliyor. Kampanyanın esin kaynağı; resimlerin, antikaların, nadir objelerin ve koleksiyonu yapılabilen diğer vintage parçaların peşine tutkuyla düşen eksantrik karakterler. Bu insanlar koleksiyonları için adeta bir tapınak inşa ediyorlar. Tarihe dönüp baktığımızda, bu kişisel hobilerin, müzelerin ya da vakıfların kurulmasına önayak olduğunu görebiliriz. Buradaki imajlar, nevi şahsına münhasır kürasyonun cazibesini ortaya koyan bu olgunun samimi bir keşfi olarak nitelendirilebilir.
Aynı zamanda, ana akımın tuhaf olarak nitelediği kişilerin aslında çoğunlukla en ilgi çekici ve yaratıcı bireyler oldukları savıyla gerçek bireyselciliğin gururla taşınması gereken bir özellik olduğunu ileri sürüyor.
Çeşitli koleksiyonlara tahsis edilen odalarda yer alan her bir imaj, özenle bir araya getirilmiş nesne yığınlarıyla temsil edilen bir kimlik taşıyor. Yarattığı etki, merkezinde bolluğun ve kişisel tutkuların yer aldığı son derece kişisel dünyalara bir pencere açıyor.